
Hala yağıyor mu bilmiyorum. Dinmiş olabilir. Gök gürledi birkaç saat önce. AVM den çıktığımda bulutlar kapkara birikmişti. Suadiye'ye gitmekten vazgeçtim o yüzden. Bir de yorgundum. Paketlerim ağırdı. Eve attım kendimi. Aklımda dopamin döngüsü, ve bir tanıdığın facebook'ta yazdığı komplo teorimsi fakat dibine kadar içine saplandığım acı gerçek: tv nin yerini internetin aldığı. Aslında o başka başka şeyler de söylüyordu. Beni ilgilendiren kısmı bu internetin ve lanet kişisel istatistiklerin yarattığı haz ve bağımlılık. Yeni bir yayınevi buldum. Daha doğrusu reklamını görüp baktım: Odessa yayınevi. Parayla basmıyorlar süsü verip, seni kandırıyor da olabilirler. Ama en azından dağıtım kanalları var. Onları da kontrol etmem gerek. Gerçekten var mı? Ve dahası etkili mi. Kapakları berbat. Ama o kadar çok bastırmak istiyorum ki. Beş ay daha beklerim sonra da Odessa'ya başvururum. Bugünün önemli işlerini hallettim. Alışveriş. Büyük ve aklımda yer tutan bir kalemdi. Aldıklarım içi...