Zaman nasıl da geçip gitmiş. Ekim ayına kadar güncelleyememişim burayı. Taslakta 3 gönderimlik malzeme var ama hepsi de bayatladı zamanla:
Nisan, Mayıs ve Haziran'da birer taslak kaydı. Temmuz'da seyahat. Ağustos'ta kendime gelmeye çalışma. Eylül'de romanı yayınevine gönderme derken, Ekim'e geldik işte.
 



Birkaç gün sonra bu blog bir yaşını dolduracak. Kaç? 6 gün sonra. 2005'te yazmaya başladığım ilk bloguma da senenin bu zamanlarında başlamıştım. Ekim'in ikinci-üçüncü haftası yaklaşık olarak.



Bu sene yeniden müzik var hayatımda. Piyano dersinin yanı sıra nota okuma dersine katıldım. İkinci dönem armoniye yazılmaya niyetliyim bakalım. Aslında şu çılgın tempo beni yoruyor. Ama müzik işte. O kadar çok istiyorum ki.


Bugün Can yayınlarını tekrar aradım. Yok illa sordurtmuyorlar. Tek istediğim "evet elimize geçti" demeleri. Demiyorlar. Onun yerine "sistemimize mutlaka düşmüştür, altı ay bekleyeceksiniz" diyorlar. Çok rahatlatıcı. Peh. Haftaya bir ay doluyor. Geriye kalacak 5. Geçmez ki böyle zaman.  


Ocak ayında lansmanını yapmayı düşündüğüm dijital fırçalarım için bir Instagram hesabı açtım. Yan tarafta logosu var: Ink & Gold brushes. Etsy üstünden satış yapmayı düşünüyorum. Belki onu oturttuktan sonra başka platformlara da el atarım. Ama korkuyorum. Ya başaramazsam? Ya satamazsam? Tony Robbins bu durumlarda olumluya odaklanmayı önerir. Hayalinde olumlu senaryo canlandırmanın öneminden bahseder. Bir de şunu yapabilirim: ne olursa başaramam bence? Ne ters gidebilir? Bunlar önemli sorgulamalar. Korkuyu endişeyi lehime çevirmek. 



Burası kaç aydır boş hatta terkedilmiş. Yine de ziyaretçisi bitmemiş. Hindistan, Hong Kong, Singapur gibi yerlerden ziyaretçisi var. Çok sevindirici değil mi? 

Yorumlar

  1. Aaa ne hoşuma gitti blogrolla senden bir yazı düşünce. :)
    Çizimleriyle kaptırdım gittim.
    Can illa bir şey söyleyecek ama benim hissiyatım hiç olumsuz değil. :)
    Müzik candır, devam et bence.. seneye Hasanpaşa'daki İsmek piyano ve solfeje katılırsın belki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) teşekkür ederim.
      Ay sahi mi? İçinden öyle mi geliyor? Olumlu cevap gelebilir gibi. İhtimali bile güzel şu an.
      Seneye bakalım nerede oturucam. Ona göre...

      Sil
    2. Evet Arpiciğim, inan öyle bir his geliyor bana. Sana artık biraz derin ve bol nefesli bir kaç ay daha diyelim.. Bence beklemeyi de başaracaksın. <3

      Sil
    3. Sabredebilsem ah....Hadi bakalım <3

      Sil
  2. Ne güzel sürpriz oldu. :)
    Yeni yayın dönemi hayırlı olsun. :)

    YanıtlaSil
  3. hadi devamı gelsin lütfen :)

    YanıtlaSil
  4. Dün aklıma gelmişti, bugün yazıyı görünce çok sevindim :)

    YanıtlaSil
  5. Bu çok sevimli, sıcacık blogu bize özletmeyin lütfen Sayın Küçük Joe :)

    YanıtlaSil
  6. Hoşgeldiniz sevindim yazıyı görünce. Ben de hiç olumsuz hissetmiyorum. Böyle bir şeyi beklemek güzeldir her halde. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayyy harikasınız. Aslında bende mantık ve duygular farklı şeyler söylüyor. Mantığım "mümkün değil saçma saçma beklentiler besleme diyor", duygularım "ya aslında olabilir neden olmasın" diyor. Ama bu belirsizlik şu an bana hoş gelmiyor. İlk başlarda güzeldi de.

      Sil
  7. Ne kadar iç açıcı, tertemiz, pırıl pırıl burası. Sevgili Ekmekçikız'da gördüm de geldim. Kaçırmışım demek ki. Çizimlere bayıldım. Geçmiş doğum günü kutlu olsun blogunun. Bir destek de benden. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba sevgili Mindmills, iyi ki görmüşsün de gelmişsin Ekmekçikız'dan. Beğenmene çok sevindim. Evet burayı minimalist tuttum, Austin Kleon'un bir kitabından esinlenip önce defterime, sonra internete yazmaya karar verdim. Desteğin benim için çok değerli, teşekkürler.

      Sil

Yorum Gönder

Bir şey söyliycem...

Bu blogdaki popüler yayınlar