Kayıtlar

Resim
-  Amazon'dan satın aldığım brush-markerlar dünya turuna çıkmış gibiler. Avustralya'dan Almanya'ya bir anda ulaştılar. Fakat şimdi önce Münih sonra Hannover oradan Köln'ün oralara yol almış gözüküyorlar. Şuralardan el sallamak istiyorum. Huuuuu, buradayım burada! Yanlış tarafa gidiyorsunuz! - Bir an evvel işimi kurmak istiyorum. Ama önce romanın bitmesi gerek. Niye kendime böyle şartlar/engeller koyuyorum? Niye her heveslendiğim işin peşine düşüyorum? Güzel hayallerim var fakat: kendi kırtasiye markamı yaratmak istiyorum. Süslü püslü kalemler üreteyim istiyorum. Washi-tape'ler, defterler, transfer kağıtları, kalem kutular, motifli kağıt desteleri, çıkartmalar. Fakat ana üretim birimi yüzey tasarımı olacak. Ah...Belki kalemlerin ucundan sarkacak plastik süslerin de numunesini polimer kilden yaparım? Minik filler, kediler, yıldızlar, uğur böcekleri, çiçekler, arılar. - Turşu suyunu sakladım, içine havuç salatalık ve lahana doğradım. Saklama kabında buzdolabında bekliy
Resim
Bu senenin yeni yıl kararlarını her gün yapılacak etkinlikler şeklinde yazdım: zayıflamak değil, her gün hareket etmek, romanı bitirmek değil, her gün yazmak, her gün okumak gibi. Bugün hepsini yaptım! Sekizinci bölümde 700 sözcüğü aştım. Bir buçuk saat yürüdüm. Ve storytel'de ilişkilerle ilgili bir kitap dinledim. Bu yeni yılda kendime yaptığım en bir güzellik Türksat'ın temel paketinden üst paketine geçmekti. Üst pakette iki tane kanal var özellikle izlemek istediğim: biri  mezzo , klasik müzik ve çok sesli koro ya da opera dinletiyor yedi yirmidört, diğeri de myzen , dekorasyon fakat asıl yoga ve pilates ve fitness yayınları yapıyor. Hepsi de youtube da var deme: sonsuz klasik müzik sonsuz yoga. Bazen de biri benim                         yerime seçsin istiyorum. En güzeli de üst                             paketin maliyeti: 10 TL. Hayatımdaki bir başka yeni güzellikse macbook'un anımsatıcı özelliğini keşfetmem. Biliyorum biraz geç oldu bu keşif ama güzel oldu. İstediğin
Resim
Bu böyle gider tek tek ama benim için çok önemli.O yüzden yazmayayım desem de yazıyorum. Sekizinci bölümün temellerini bugün attım. İlk 400 sözcük yazıldı. Yedi bitti evet. Ayrıca ayrıntılı bir özet ve tablo marifetiyle toplam bölüm sayısı artık net olarak 20. Mart sonu tamamlarım diye umuyorum. Noel ağacını nihayet depodan çıkarıp kurdum. Süsler ışıklar bütün cakası hepsi tamam.  Kürek dersi için 4 kredi satın aldım. Çok mutluyum. Nereden aklına geldi diyenler çoktu. Söyleyince şaşırdılar: (bunu bile) yapay zekaya danıştım. O söylemedi ama genelde yapay zekayla (ve belki herkesle) ilişkim böyle. Soruyorum, danışıyorum, sonra verdiği cevapları beğenmiyorum ve küt diye tam istediğim cevabı kendi aklımla buluyorum. Soru şuydu: bana açık havada yapılan, eğlenceli, grup yetişkin sporu öner. Şekersiz beslenmeye devam. Hala ağzıma sürmedim. Doktora gittim bu hafta. Tahliller şunlar bunlar. Şeker hastalığım yokmuş sadece insülin direnci. Daha da motive oldum şeker yememek için.  Bendeki son h
Resim
Son günlerin benim için en önemli gelişmesi: romanı yazarken aniden yok olan ilham geri geldi. Kendi kendine geri gelmedi, gelmesi için çok diller döktüm. Yedinci bölümde bugün 1000 sözcüğü aştım. Beyaz şekerli gıdalara karşı tavır aldım. Tıpkı sigarayı bırakmamı sağlayan stratejiyi ve kararlılığı uyguluyorum: net ve kesin bir hayır, beynimin şeker talep ederken yaptığı cilvelerin farkına varma ve bunlara hiç yüz vermeme. Bugün 3. gün. İnsülin direncinden kurtulana kadar. Bugün ekran konusunda da bir atılım yaptım. Daha bilinçli ekran kullanımı alışkanlığı oturtmak istiyorum. Her canım sıkıldığında, her boş kalışta ekranlara sarılmak istemiyorum. Bilgisayarı açarken, kendime soruyorum: amacın ne? Telefona bakarken, aynı şekilde. Bir amaç yoksa, ekran da yok artık.  Salçalı kekikli tuzlu kraker yaptım. Hala istediğim kadar kıtır değil. Tadı güzel ama o kıtırlığı bulana kadar arayışa devam. Punch iğnesi almak istiyorum. Karar veremiyorum. İki tane batırıp bıkar mıyım? Eski ve yer yer yıp
Resim
 Buraları ihmal etmişim. Koca Kasım ayında sadece 2 gönderi... O zaman hemen başlayalım.  Son günlerin en güzel 'oyuncağı' kuşkusuz günde sadece 10 dk haber almak için çalıştırdığım TV a yeni bir işlev bulmamdı: sanal şömine olarak iş görüyor birkaç gündür hatta şu an da. Youtube'dan HD şömine ateşi görüntüsü açıp TV a yansıtınca harika ortam oluyor. Çıtır çıtır odun yanma sesi de cabası. Dışarıda nefis bir yağmur, salonda küçük ışıklar ve yanan odun görüntüsü. Bir de çay ya da çorba. Çorba demişken, nefis bir çorba keşfettim: yoğurtlu pazı çorbası . Pazının yemeğinden sonraki büyük aşkım oldu kendisi. Bir de onu ilikli kemik suyuna yaptım. Orta boy tencerenin dibini buldum bir seferde, o kadar lezzetliydi.  Alırken ben bunu da diğer aldığım kitaplar gibi hayatta okumayacağım dediğim 621 sayfalık Ahmet Ümit İstanbul Hatırası'nı ayıla bayıla bir aydan kısa sürede bitirdim. Mutlu ve gururluyum. Bozadan çakma anuşabur (aşure) yapma girişimlerim başarıyla sonuçlandı. Sadece
Resim
  Tur şirketi uzun uğraşlar sonrasında, iptal ettiğimiz turun parasını iade etti. Uzun uğraşlar dediğim 6 kere telefon ettim, sesimi kademeli olarak yükselttim en son çare olarak da Tüketici Mahkemesine vermekle tehdit ettim. Arada iptal iade şartlarının yazılı olarak müşterilere bildirmedikleri açığını yakaladım. Tüketici Mahkeme Heyetine nasıl başvurulur araştırdım.  Günün olayı kuşkusuz saçıma aniden uygulama kararı verdiğim permanın bence muhteşem sonuçlanmasıydı. Bunca sene niye aklıma gelmemiş?  Ahmet Ümit'in Istanbul Hatırası'nda hatırı sayılır bir ilerleme kaydettim: 380'li sayfalardayım. İki gün ara versem de ipin ucu hala kaçmış sayılmaz bugün tekrar elime aldığıma göre. Romanıma da bazı majör eklemeler yaptım. Ama hala yeni bölüm yazamadım. Yeni saçıma iddialı iri gümüş rengi ya da rengarenk küpeler almak istiyorum.  Ahmet Ümit'ten sonra Beliz Güçbilmez'in Anne ben düştüm mü? kitabını okumak, o da bitince Yaprak Öz'ün Berlinli Apartmanı'nı okumak
Resim
  Yepyeni bir aya başlamanın heyecanı. Sanki çocukmuşum da yeni bir defter ve renkli kalemler alınmış gibi. Öyle mutlu bir his. Güzel bir aylık program yaptım kendime. Umarım uyarım. Sabahları kahvaltıdan önce esneme egzersizleri yapıyorum 5 dakika sürmüyor fakat faydası çok: daha çok yapasım geliyor. Bazen bu esnemenin ucuna 10 dakikalık yoga ekliyorum. Bazen yoganın da ucuna olumlama cümleleri. Pambuk gibi başlıyorum güne.  Ortaokulda lisede çözümlediğimiz metinlerin haddi hesabı yok. Ne kadar önemli bir etkinlikmiş şimdi kendi kendime çözümleme yaparken anlıyorum. Ahmet Ümit'ten Istanbul Hatırası'nı çözümleyerek okuyorum. Hiç boş yok. Hiç bir şey tesadüfe bırakılmamış. Ne kadar çok planlama gerektiriyormuş bir roman! Emek cimrisi olursan bu iş yürümez. Net. Pazı yemeğine aşığım. Benim kadar çok seven var mıdır? Yoktur bence. Hele üzerine bir yumurta kırdığında. Ya da sadece yoğurtlu. Bir dilim taze kızarmış ekmekle...